Avrupa'nın
ortasında
bir Türk gazeteci
Dünyanın en küçük televizyonu AYPA-TV'nin kurucusu olarak
"Guinness Rekorlar Kitabı"na giren Ali Yıldırım'ın
başka rekorları da var... Almanya'nın başkentinde yıllardır
başarıyla sürdürdüğü araştırmacı, aydınlatıcı ve
inatçı haberciliği ile ayakta kalma mücadelesi veren Ali Yıldırım,
davacı ya da davalı olarak Berlin mahkemeleri karşısına
en sık çıkan Türk gazeteci. Örneğin son olarak Milli Görüş,
Ali Yıldırım ve birlikte çalıştığı arkadaşları
aleyhine peş peşe 14 ayrı dava açtı.
Gürsel Köksal'ın haberi - Cumhuriyet Hafta 14.06.2002
Avrupa’nın
ortasında bir Türk gazeteci
Almanya’daki
Türkiye için, Türk toplumu için önemli ve ilginç birçok
“ilk”leri içeren haberlerde hep onun imzası yer
alıyordu.
İlk kez bir Alman parlamentosunda bir Alman parlamenterin
konuşmasını Türkçe yapmaya çalışması ve engellenmesi...
İlk kez bir Alman parlamentosunda, bir Alman parlamenterin
bir meslektaşına kürsüden Türkçe küfür etmesi... Türkiye
kökenli göçmenlerin girişimleriyle ilk kez bir “İslam
Kolleji” adı altında bir özel okulun açılıp,
faaliyete geçmesi, Milli Görüş’le ilişkileri....
Tarihin ilk Türk-Yunan ortak televizyon yayını... İlk kez
bir Avrupa ülkesinde, bir okula bir Türk yazarının, Aziz
Nesin’in isminin verilmesi... İlk kez bir dinci örgütün
Alman okullarında İslam din dersi verme, bunun için gerekli
öğretmenleri sağlama yetkisini kazanması.... Bu örgütün
Milli Görüş’le bağlarının ilk kez gündeme getirilmesi...
Almanya’da ilk Türkçe internet gazetesinin kurulması...
Almanya’daki Türkiye kökenli göçmen toplumun kollektif
hafızasının çok önemli bir bölümünün Ali Yıldırım’ın
kaleme aldığı haberlerden hareketle oluştuğu tezini aktüaliteyi
yakından izleyen herkes tereddütsüz onaylayacaktır.
Ali Yıldırım’ın işi haberciliktir. Bunu çeşitli
gazetelerin, dergilerin Berlin muhabiri, temsilcisi olarak, ya
da kurucusu olduğu “AYPA Haber Ajansı” ve
AYPA-TV’nin muhabiri, kameramanı, redaktörü, genel yayın
yönetmeni olarak gerçekleştiriyor. Birkaç yıldır aynı
zamanda Cumhuriyet’in Berlin muhabiri olarak da görev üstlenen
Yıldırım’ın çalışmaları sık sık Alman mahkemeleri
ve Alman basınına konu olması nedeniyle bu ülkenin “resmi
tarih”inde de yerini alıyor. Yıldırım, son olarak
saygın iki Alman gazetesinde, Tageszeitung ve Süddeutsche
Zeitung’da yayınlanan haberlere konu oldu.
1970’de İstanbul’dan Almanya’ya gelip, Berlin Teknik Üniversitesi’nde
mühendislik öğrenimini tamamlayan Yıldırım, kısa süre
içinde Berlin’i “ikinci vatan” olarak seçip
buraya yerleşmeye karar vermiş. Almanya’ya gelmeden önce
Almanca’yı Alman Lisesi'nde çok iyi öğrendiği için ilk
gününden itibaren Berlin’deki Türk göçmen toplumunun
gelişimini birçok açıdan yakından gözlemleyebilen Yıldırım,
bir süre sonra bunu meslek olarak yapmaya başlamış. Çeşitli
gazeteler için muhabirlik yapan, bu arada “yeminli tercüman”
olarak da çalışan Yıldırım, gazetecilik hayatındaki
en önemli adımını 1993’e attı ve kurduğu AYPA-TV
Berlin’de günlük yayına başladı.
Sınırlı bütçesi, minicik kadrosuyla bu alandaki devlerle
rekabete girişen AYPA-TV haberciliği öne çıkardığı için
kısa sürede, günde bir saatlik yayın yapmasına rağmen tüm
Berlin’de bilinen bir televizyon kuruluşu haline geldi.
Berlin-Brandenburg Radyo Televizyon Kurumu’na bağlı “Spreekanal”da
(ya da Mischkanal / Karma Kanal) yayın yapan AYPA-TV, başından
itibaren yayın ücretlerinin çok yüksek, rakip olarak gördüğü
diğer Türkçe TV kuruluşlarından TD1’le karşılaştırıldığında
çok adaletsiz olduğu gerekçesiyle Berlin mahkemelerinde hak
arıyor. Yıldırım, TD1’ın kendilerinden 50 kat daha az
yayın ücreti ödediğini, telif hakkı ödemeden yayınladığı
programlarla haksız rekabet yaptığını savunuyor. Şeriatçı
örgütlerin Berlin’deki çalışmalarını yakından
izleyen ve birçok bağlantıyı, örneğin bu kentteki “İslam
Federasyonu” ve “İslam Kolleji” gibi oluşumların,
Milli Görüş’le organik bağlarını ortaya çıkaran
AYPA-TV, bunun sonucu olarak çok sayıda düşman sahibi oldu.
AYPA-TV’nin bürosu “Sıvas Katliamı” üzerine
yapılan bir yayından sonra saldırıyla uğradı, doğrudan
ya da dolaylı yollarla gelen tehditler günlük yaşamın bir
parçası haline geldi.
Laiklik, araştırmacı ve eleştirel gazeteciliği, farklı kültürler
arasındaki hoşgörüyü ilke edinen AYPA-TV’yle sadece Türklere
değil, Berlin’de yaşayan diğer yabancılar ve Almanlara
da ulaşmayı amaçladıklarını söyleyen Ali Yıldırım’ın
hedeflerinin gerçekleşmesi düşük ilan gelirleri ve sınırlı
bütçe nedeniyle oldukça zor. Ama tüm sınırlamalara
rağmen, AYPA-TV, Berlin’de Yunanca yayın yapan “Kalimera
TV” ile birlikte, tarihin ilk Türk-Yunan TV ortak yayınını,
“KaliMerhaba”yı gerçekleştirmeyi başardığını
görüyoruz. Bu girişim, Ali Yıldırım, çalışma arkadaşı
Claudia Dantschke ve Yunanlı gazeteci Emanuel
Saridis’in Berlin’de “1997’nin Kişilikleri” listesine
girmesine neden olmuştu.
Ali
Yıldırım’ın kurduğu AYPA-TV’nin kadrosu iki kişiden
oluşuyor. Kendisi ve gazeteciliğe Doğu Almanya’nın (DDR)
haber ajansı ADN’de başlayan ve birleşmeden sonra
Berlin’de serbest gazeteci olarak çalışan Claudia
Dantschke’den. 9 yıldır hem AYPA-TV’nin haberleri hazırlamaktan,
yayınını yapmaya tüm işlerini üstlenen ikili, bu arada
yazılı basına da haber ve fotoğraf yetiştirmeyi başarıyor.
İşte bu performans onların dünya basın tarihine ilginç
bir biçimde geçmelerini sağlıyor. AYPA-TV 1998’de “Dünyanın
en küçük TV kuruluşu” olarak
“Guinnes Rekorlar Kitabı”na girdi.
Ali
Yıldırım’ın ve AYPA-TV’nin başka rekorları da var...
Davacı ya da davalı olarak Berlin mahkemeleri karşısına
en sık çıkan Türk gazeteci. Bunlar, AYPA-TV’nin ödemek
zorunda kaldığı yayın ücretlerinin “çok yüksek” ve
“adaletsiz” olduğu gerekçesiyle açılan davalar
nedeniyle ya da Ali Yıldırım’ın aralarında
Cumhuriyet’in de bulunduğu çeşitli yayın organlarında
yayınlanan haberleri ve arkadaşlarıyla birlikte yazdığı
kitabı nedeniyle Milli Görüş’ün açtığı, bir avukat
ordusuyla temsil edildiği davalar...
>Yıllardır
şeriatçıların Berlin’deki çalışmalarını yakından
izleyen Yıldırım, bu haberlerde ya da
gazeteci arkadaşları Claudia Dantschke ve Eberhard
Seidel’la (Tageszeitung) birlikte yazdıkları “Politik
im Namen Allahs” (Allah Adına Politika) isimli kitapta,
Berlin’deki okullarda bu okul döneminden itibaren İslam
din dersi verme yetkisini kendini mahkemelere bir dini cemaat
örgütü olarak kabul ettirebildiği için “kazanan” İslam
Federasyonu’nun, Milli Görüş’e (IGMG) doğrudan bağlı
olduğunu ileri sürüyor. Yıldırım ve arkadaşları
sonunda, konuyla ilgilenen birçok Alman gazeteciyi, peşpeşe
açılan davalar, mahkeme ve avukat masrafları nedeniyle yıldıran,
tereddüte düşüren ve devre dışı kalmalarına neden olan
bu süreci başarıyla geride bıraktılar.
Yıldırım,
çalışmalarıyla Alman basınında en sık haber konusu olan
Türk gazeteci olarak da biliniyor. Bu durum, onun özellikle
şeriatçı örgütlerin Berlin’de sürdürdüğü çalışmaları
yıllardır büyük bir dikkatle ve inatla izleyip, yayınlamasından
kaynaklanıyor. Ama sadece bu
değil. AYPA-TV’nin, Yıldırım ve Dantschke’nin
medya dünyasındaki vahşi rekabete rağmen haberci olarak
inatla ayakta kalma çabaları da yazılı basın ya da
televizyonların haber konusu... Ali Yıldırım, son olarak
Süddeutsche
Zeitung’da geniş bir biçimde yer alan bir habere konu
oldu. Haber, “Türk Bednarz’ı” başlığı altında
yayınlandı. Alman araştırmacı gazeteciliğinin önde
gelen isimlerinden, ARD’nin haber programı “Monitor”un
yapımcısı Klaus Bednarz’a benzetilen Yıldırım’ın
habercilik mücadelesi daha önce de efsanedeki dev “Golyat”
karşısındaki “Davut”un mücadelesine
benzetilmişti.
Aslında,
Türk toplumunun araştırmacı gazeteciliğe, hava, su ve
ekmek kadar gereksinimi olduğunu savunan ve bu yolda ortaya
örnek bir biyografi sergileyen Ali Yıldırım’ın örnek
aldığı, esinlendiği kişi ne Almanya’da, ne de
mitolojide... Eğer onun gerçekten kendine örnek aldığını
bir kişilik, bir gazeteci varsa, o da Uğur Mumcu’dan
başkası olamaz.
Türk
basınındaki krizi değerlendiren eski gazeteciler, bozulmanın
nedenini haklı olarak mesleğin can damarı olan muhabirliğin
önemsenmemesine bağlıyorlar. Bu durum haber peşinde koşan,
haberini takip eden muhabirlerin azalmasına neden oldu. Bir
de gazetelerin, yayın kuruluşların başına, yönetim
kadrolarına muhabirlik yapmamış, muhabirliğin önemini
bilmeyen kişilerin getirilmesiyle gazeteciliğin gelişimi
durdu ve geriye gidiş başladı. Şimdi gazeteleri sattırmak
için büyük masraflarla promosyondan başka çare bulamıyorlar.
Ama gazeteyi sattıracak şey haberdir, haberi de haberci,
muhabir yapar.
İşte,
bu dünyada yarım yüzyılı geride bırakan Ali Yıldırım’ın
çeyrek yüzyılı bulan gazeteciliği bunun için önemli.
Resim
altı
:
Ali
Yıldırım, AYPA-TV girişimini gazeteci arkadaşı Claudia
Dantschke ile başlattı. 9 yıldır süren ekip çalışması,
5’inci yılında AYPA-TV’yi rekorlar kitabına soktu.
Ali Yıldırım, Almanya’daki Türkçe internet gazeteciliğinin önderlerinden.
Kurduğu web sitesi
www.AYPA.net’te
kendi çalışmaları ve Türk toplumuyla ilgili önemli
yayınlar yer alıyor.
Gürsel
Köksal'ın haberi - Cumhuriyet Hafta 14.06.2002
|